İlker Aktürk - Psikoterapi, ACT, Kabul ve Kararlılık Terapisi, Terapi
Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT), modern psikoterapi yaklaşımları arasında öne çıkan ve giderek daha fazla ilgi gören bir yöntemdir. ACT'nin en etkileyici ve öğretici metaforlarından biri olan Parmak Kapanı, zihinsel sağlık sorunlarıyla mücadelede derin bir anlayış sunar ve psikolojik esnekliğin önemini vurgular. Bu basit gibi görünen ama aslında karmaşık anlamlar taşıyan metafor, günlük yaşamda karşılaştığımız zorluklarla baş etme yöntemlerimizi yeniden değerlendirmemizi sağlar ve zihinsel sağlığımıza yaklaşımımızı kökten değiştirebilir.
Parmak Kapanı, geleneksel olarak örgülü bambudan yapılan silindir şeklinde küçük bir oyuncaktır. Ancak çeşitli kağıtlar kullanılarak da yapılabilir. Kendiniz yapabilir veya satın alabilirsiniz. Her iki ucunda parmakların girebileceği delikler bulunur. Bu oyuncağın çalışma prensibi oldukça basittir: Kişi parmaklarını bu deliklere sokup çekmeye çalıştığında, tuzak daralır ve parmaklar sıkışır. İlk bakışta sadece eğlenceli bir oyuncak gibi görünen bu nesne, aslında insan psikolojisinin derinliklerine inen bir alegori sunar.
ACT perspektifinden bakıldığında, Parmak Kapanı metaforu, olumsuz düşünceler ve duygularla karşılaştığımızda verdiğimiz tipik tepkileri mükemmel bir şekilde temsil eder. Çoğu zaman, anksiyete, depresyon, öfke veya üzüntü gibi rahatsız edici deneyimlerden kaçmaya veya onları bastırmaya çalışırız. Bu, tıpkı parmaklarımızı tuzağa sokup sonra hızla çekmeye çalışmamıza benzer. Ancak, tuzakta olduğu gibi, bu çaba genellikle durumu daha da kötüleştirir. Kaçmaya veya bastırmaya çalıştığımız duygular, paradoksal bir şekilde, daha yoğun ve kontrol edilemez hale gelir.
Bu metaforun en çarpıcı yönü, çözümün paradoksal doğasını ortaya koymasıdır. Tuzaktan kurtulmak için, içgüdüsel olarak yapmak istediğimizin tam tersini yapmamız gerekir. Çekmek ve mücadele etmek yerine, gevşemeli ve nazikçe ilerlemeliyiz. Bu, ACT'nin temel prensiplerinden biri olan "yaratıcı umutsuzluk" kavramıyla doğrudan bağlantılıdır. Yaratıcı umutsuzluk, mevcut stratejilerimizin işe yaramadığını kabul etmemizi ve yeni yaklaşımlar denemeye açık olmamızı önerir.
ACT, Parmak Kapanıı metaforunu kullanarak, zihinsel sıkıntılarımızla mücadele etmek yerine onları kabul etmeyi ve onlarla birlikte yaşamayı öğrenmemizi önerir. Bu, psikolojik esneklik olarak adlandırılan becerinin temelini oluşturur. Psikolojik esneklik, zorlu düşünce ve duygulara rağmen, değerlerimiz doğrultusunda hareket etme yeteneğidir.
Günlük yaşamda bu metaforu uygulamak, zorlu duygularla karşılaştığımızda tepkilerimizi yeniden şekillendirmemizi gerektirir. Örneğin, yoğun bir kaygı hissettiğimizde, ilk tepkimiz genellikle bu duyguyu bastırmaya veya ondan kaçmaya çalışmaktır. Belki alkol veya madde kullanımına yöneliriz, belki de sürekli meşgul olmaya çalışarak dikkatimizi dağıtmaya çabalarız. Ancak Parmak Kapanı metaforu, bunun yerine duygularımızı kabul etmeyi ve onlara alan açmayı öğretir.
Bu kabul süreci, birkaç adımda gerçekleşebilir. İlk olarak, duyguyu fark etmek ve adlandırmak önemlidir. "Şu anda kaygı hissediyorum" demek, duyguyu tanımak ve ona bir kimlik vermek anlamına gelir. İkinci adım, duyguyu yargılamadan gözlemlemektir. Kaygının bedenimizde nasıl hissedildiğine, nefesimizi nasıl etkilediğine dikkat edebiliriz. Üçüncü adım, duyguya alan açmaktır. Bu, derin nefes alma, kaslarımızı bilinçli olarak gevşetme ve "Bu duygu şu anda burada ve buna izin veriyorum" gibi kabul ifadeleri kullanma pratiği yapmayı içerebilir.
Metaforun bir diğer önemli dersi, değerlerimiz doğrultusunda hareket etmenin önemidir. Tıpkı tuzaktan nazikçe ve sabırla çıkmaya çalışmak gibi, zorlu duygulara rağmen değerlerimiz doğrultusunda küçük adımlar atmaya devam edebiliriz. Örneğin, sosyal anksiyete yaşayan biri için, bu değer odaklı eylem, korkuya rağmen bir arkadaşını aramak veya kısa bir sosyal etkinliğe katılmak olabilir. Bu tür eylemler, psikolojik esnekliğimizi artırır ve uzun vadede daha doyurucu bir yaşam sürmemize yardımcı olur.
Metafor, ACT'nin altı temel sürecini de mükemmel bir şekilde örneklendirir; kabul, bilişsel ayrışma, an'a odaklanma, bağlamsal benlik, değerler ve kararlı eylem. Kabul, tuzağın varlığını ve sıkışmışlık hissini tanımayı içerir. Bilişsel ayrışma, "asla kurtulamayacağım" gibi düşünceleri sadece düşünceler olarak görmemizi sağlar. An'a odaklanma, mevcut durumumuzu açık bir şekilde gözlemlememize yardımcı olur. Bağlamsal benlik, tuzakta sıkışmış parmaklarımızdan daha fazlası olduğumuzu hatırlatır. Değerler, neden tuzaktan çıkmak istediğimizi anlamamızı sağlar. Ve kararlı eylem, tuzaktan nazikçe çıkma sürecini temsil eder.